Seyrine doyumsuz doğal zenginlikleriyle her köşesinin ayrı bir cennet olduğu masallar diyarı ülkemde; ‘bir varmış bir yokmuş’ ile başlayan bir yolculuk daha başlıyordu.
Güzelliklere uzanan yollarda Zümrüdü Anka Kuşları’nın görülebilmesi için adımların aşması gerekiyordu Kaf Dağlarını. Heyecanla beklenen şair yüreklerle şiirlerde buluşmak üzere yola koyulmuştum. Çoruh’un doğduğu yerden, Çoruh’un vuslatına erdiği yere; sırtımda selamlar ile…
Artvin Valiliği, Artvin Belediyesi ve Şavşat Belediyesi tarafından bu yıl 3.sü düzenlenen ‘7 Bölge 7 İklim Aşıklar ve Şairler Şöleni’ için uzun bir yolculuğun ardından akşam üzeri nihayet Artvin’deydik. Öğretmenevine yerleştikten sonra program için ülkemizin değişik bölgelerinden gelen şair ve aşıklarla yemekli tanışma toplantısında buluşup, ardından yakın bir çay bahçesinde gecenin geç saatlerine dem vuran şiirsel sohbetlerde bulunduk.
Etkinliğin 2. günüydü. Sabah kahvaltısıyla birlikte bizler için hazırlanan kültür gezisi programında Atatepe’ye doğru yol aldık. Başımızı döndüren keskin virajların her dönüşü sonrası dünyanın en büyük heykeli olan Atatürk Heykeli’nin karşısındaydık artık. 65 ton ağırlığında olan bu heykel şehre hakim noktada adeta şehri gözetircesine duruyordu. Gözlerimizin hayranlığıyla bir ömür hatırlarımızda kalacak hatıra fotoğraflarımızı da alarak yollandık Kafkasör Yaylası’na doğru.
Daracık ve bol virajlı Artvin yollarında araba kullanmak ayrı bir meziyet istiyordu. Bu yüzden şoförümüz Ersen beyle daha da iyi geçiniyorduk.
Ve görülmeye değer 1250 rakımlı Kafkasör Yaylası… Her yıl, 3 gün boyunca boğa güreşi festivallerinin yapıldığı yer. Ve doğayla barışık mesire alanları… Öğlen yemeği… doğa gezileri… artık ikindi vaktiydi.
Programa saatler kala bizi makamında kabul eden Artvin Valisi Ömer Doğanay beyle yaklaşık bir buçuk saatlik hoş bir sohbet gerçekleştirdik. Vali Doğanay tarafından Artvin yöresine ait çeşitli hediyelerimizi de aldıktan sonra, son hazırlıklarla artık programın yapılacağı Ahmet Hamdi Tanpınar Kültür Merkezi’ne varmıştık.
Salon dolmaya başlamıştı. Programa dakikalar kala Artvin Belediye Başkanı Mehmet Kocatepe, Vali V. Arif Oltulu, İl Genel Meclis Başkanı Hasan Dilberoğlu ve Artvin İl Milli Eğitim Müdürü Abdulcelil Kahveci de gelmişlerdi. İl Milli Eğitim Müdürü kıymetli dost Abdulcelil Kahveci ile Artvin’de görüşmek de varmış… ayrı bir mutluluktu.
Keyifli/duygusal dakikaların başladığını söylüyordu program sunucuları Oktay Köse ve Ela Kezban Aslan’ın ağzından dökülen cümleler. Artvin susmuştu artık. Program için gecesini gündüzüne katan kendi evladı Şair Gülden Taş’ın açılış konuşmasını dinliyordu, sonrasında hepsi birbirinden değerli aşık ve şairleri…
Ali Altınlı, Ertuğrul Yılmaz (Ankara), Aşık Cemal Divani, Aşık Sıtkı Eminoğlu (Erzurum), Aşık Zakir Tekgül (İstanbul), Ozan Fedai Koç (Almanya), Kadir Turan (Şanlıurfa), Fatih Dündar (Bayburt), Hacı Gürhan (Bingöl), Gülden Taş, Vildan Poyraz Coşkun, Aşık İbrahim Kara, Yalçın Temiz, Fatih Yazıcı (Artvin), Hava Avcı Köseoğlu, Şerife Apaydın (İzmir), İdris Altuner (Kırşehir), İlkay Coşkun (Yozgat), Nermin Akkan (Tokat), Zübeyde Gökbulut (Sivas)
Sırayla sahne aldı şair yürekler. Aşka dair fısıltıları, sevdaları, milli duyguları ve koçaklama deyişleri sarmıştı Artvin semalarını. Bu defa yağmur daha başka yağacaktı Artvin’de. Çünkü gökyüzü şiirlerle yoğunlaşmış, deyişlerle gürlemişti.
Sabah yine erken kalkacaktık. Etkinliğin 3. günü… bu sefer yolculuk Şavşat’a doğruydu. Kulaklarımıza yabancı değildi, yüzleşmek üzere gidiyorduk. Kıvrımlı ve dar boğazlı yolları geçerken gözlerimizi seyr-i güzelliklerle nasiplendiriyor, bir yandan da bu güzellikler eşliğinde koro türküler söylüyorduk. Şavşat Kalesini gezdikten sonra Şavşat Evi’nde yöresel ikramlar, lezzetler karşıladı bizi. Şavşat Evi, konum olarak masallar ülkesinin Şavşat ilçesindeydi. Ufukları mavi, zirveleri beyaz, etekleri yeşil ve yeşilin tüm tonlarının hakim olduğu yere konumlanmıştı.
Gözlerimizi, ruhumuzu ve midemizi doyurduktan sonra memleketim Bayburt’tan coşa coşa gelen Çoruh’un, vadi boyunca çılgın hareketlerine de şahit olarak Karagöl’e varmıştık. 1550 rakımlı Karagöl, ormanlar içerinde ulaşılması zor bir yerde saklanmış ve gizlenmişti. Sanırım doğallığını bozdurtmamak için…
Kendimize yetecek fotoğraf ve hatıra biriktirdikten sonra artık program için Şavşat’ta olmalıydık. Böylesi bahar mevsiminin şiir iklimi Şavşat’ı da sarmalıydı elbet!
Gün boyu doğasıyla güzellikleriyle bizlere çok şeyler anlatan Şavşat da susmuştu… bu sefer şair yürekleri dinliyordu. Her mısranın ayrı bir tele mızrap olduğu program, Şavşat Belediye Başkanı Ahmet Sinan Öztürk ve Kaymakam M. Furkan Sancaktutar’ın plaket takdimleri ve hatıra fotoğraflarıyla sona ermişti.
Geç saatlerde koro türküler eşliğinde Artvin’e dönmüştük. Sabah erkenden birçoğumuz yola çıkacağı için geç saatlerde bütün şair ve aşıklarla toplanıp son görüşmeleri de yaptıktan sonra odalarımıza dağıldık.
Artık ayrılık vaktiydi. Ülkemizin değişik bölgelerinden şair yüreklerle dört gün birlikte ve Artvin’de olmanın mutluluğunu yaşadık. Bazılarıyla tanışık olsak da bir çoğuyla yeni tanışmıştık. Güzel hatıralar bırakmanın, güzel dostlar kazanmanın mutluluğu vardı üzerimizde.
……
Kendine münhasır doğal güzellikleri gözlerimizi alabildiğince yeşile doyuruyordu. Tebessüm ve gülümseme vardı eteklerinde. Adeta mutluluk yaşları damlıyordu Çoruh’a.. Eee mutluluk bu; insanı da coşturur… Çoruh’u da…
Teşekkürler Gülden Taş Hanımefendi… Teşekkürler Artvin…