Varlığı, en güzel armağan olan annelerimize…
Yüreği ile yüreklendiğimiz karşılıksız sevmenin adıdır anne olabilmek.
Her anımızı şefkatle sevgiyle kucaklayabilen, merhamet pınarlarının akıntısı, karanlıklarımızın güneşidir. Kulaklarımızın en tatlı sesi, uykularımızın ninnisidir.
Anlatmanın yetersizliğinde bile hayatımızda kullandığımız bütün cümlelerin karşılığıdır anne.
Çünkü anne olmak; acı çeken evladının sızısını kat ve kat kendinde hissetmektir. Hasta olan evladının hastalığını hafifletip kendini hasta etmektir.
Evladı uğruna kendini, vatanı uğruna da evladını feda etmektir. Feryadını sineye çekip dimdik ayakta durabilmek, kötülükler karşısında kendini siper etmektir. İnancı gereği “on beşlikler”i ölüme göndermek, yeri geldiğinde de mevzilerde Nene Hatun olmaktır.
Anne olmak; zulmün hüküm sürdüğü devirde Âsiye olabilmek, iffet ve temizlik adına Meryem kalabilmektir. Olgunluk, anlayış ve liderlikte Hatice olabilmek, öğreticilikte ve samimiyette Fâtımâ kalabilmektir.
Anneler üzerine sözün en yücesini en özlüsünü peygamber efendimiz söylemiştir:
“Cennet annelerin ayakları altındadır.” diye…
Burada annelerin evlatları üzerinde ne kadar önemli oldukları belirtilmiştir. Tabi anne çok önemlidir, hem hayatımızda… hem inancımızda…
Ama asıl önemli olan annelerimize karşı nasıl davrandığımızdır. Allah’ın emirlerine aykırı olmadığı sürece, bütün annelere itaat etmek, saygı göstermek, cennetin önemli bir anahtarıdır ve bu anlamda cennet bütün annelerin ayakları altındadır.
Nitekim, sağlığında annelerimizin değerini bilelim, dualarına nail olalım. Göçüp gittikten sonra değerini anlamak kahrolmaktan öte değildir.
Canım annem,annelerim ve anne hasretinde olan bütün anne adayları, gününüz bir gün değil, her günümüzdür. Bugününüz kutlu olsun.