Bayburt Sivil Toplum Kuruluşları Bayburt Üniversitesi’ne tarihi bir teklifte bulundu. STK’lar, Türk Dünyası’nın ortak atası olarak bilinen ve Bayburt’la özdeşleşmiş olan Dede Korkut isminin Bayburt Üniversitesi’ne verilmesini önerdi.
Son dönemde Dede Korkut ve Bayburt ilişkisini gündemine alarak akademik bir çalışma ile kitaplaştıran sivil toplum kuruluşları, konunun önemini ele alan detaylı bir makale ile üniversitenin isminin ‘Bayburt Dede Korkut Üniversitesi’ olarak değiştirilmesi teklifini Bayburt Üniversitesi rektörlüğüne sundu.
Bayburt Üniversitesi Rektörlüğünün yanı sıra Bayburt Valiliği, Bayburt Milletvekilleri, Belediye Başkanı, siyasi parti temsilcilerine de sunulan makalede, Dede Korkut gibi önemli bir değerin Bayburt’la ilişkisinin ön plana çıkarılarak bu çok önemli markadan yeterince yararlanmak gerektiği görüşüne yer verildi.
İsim değişikliğinin, Dede Korkut ve Bayburt’u beraber anılır hale getirebilmek için önemli bir adım olacağına değinilen makalede, “Dede Korkut’u Bayburt için, kalkınmasına katkıda bulunacak önemli bir marka olarak değerlendirmeliyiz” denildi.
“Osmaniye’deki Korkut Ata Üniversitesi engel değil”
Konuyla ilgili geçmişte yapılan ilmi çalışmaların yanı sıra, 20 yıldır devam eden “Bayburt Uluslar arası Dede Korkut Kültür ve Sanat Şölenleri” ve son olarak Bayburt Üniversitesi tarafından düzenlenen “Düşünce Hayatımızda ve Kültürümüzde Dede Korkut Uluslar arası Sempozyumu”nun öneminden bahsedilen makalede, Osmaniye’de Korkut Ata Üniversitesi olmasının isim değişikliğine bir engel olmadığı örneklerle belirtildi. Gazi Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi ve Mustafa Kemal Üniversitesi gibi örneklerin bu konuda bir sorun olmayacağının en bariz göstergesi olduğu kaydedildi.
Bayburt Bilgi Paylaşım ve Proje Üretim Derneği (BAYPROJE), Baksı Kültür Sanat Vakfı (BAKSI), Bayburt Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), Bayburt Esnaf ve Sanatkârlar Odası Birliği (BESOB), Bayburt Bilim Eğitim ve Kültür Derneği (BEKDER), Bayburt Tarih-Kültür ve Edebiyat Derneği (BAYDER), Bayburt Gazeteciler Cemiyeti, Bayburtlu Kadınlar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Bayburt Ziraat Odası gibi sivil toplum kuruluşlarının imzaları yer alan makale şöyle:
“Sayın Selçuk Coşkun
Bayburt Üniversitesi Rektörü
Sayın Rektör,
Bizler; Bayburt’ta kurulmuş ve kendi alanlarında çok sayıda proje üretmiş olan dokuz Sivil Toplum Kuruluşu, 10 Kasım 2014 tarihinden beri üç ayda bir, “Bayburt’un belli başlı kalkınma sorunları ile ilgili olarak ortak aklı oluşturmak, belli hedef ve projeler etrafında buluşmak, bu hedef ve projeler istikametinde işbirliğini sağlamak” amacı ile bir araya geliyoruz.
Bu “Eşgüdüm Toplantıları”nın ilkinde gündeme gelen konulardan birincisi, Dede Korkut’un Bayburt’la ilişkisi oldu. Bayburt için önemli bir marka olabilecek ve Bayburt’un tanıtımında büyük bir potansiyel yaratabilecek olan Dede Korkut’un, “yeterince sahiplenilmediği ve Bayburt lehine işlenmediği” hususunda görüş birliğine varıldı.
Bu konuda yapılacak çalışmaları ilmi bir zemine oturtmak ve konuya yeniden bir ivme kazandırmak maksadı ile “Dede Korkut ve Bayburt” konulu bir araştırma yaptırılması kararı alındı. Prof. Dr. Kemal Üçüncü tarafından hazırlanan bu araştırma, kitap haline getirilerek ilişikte takdim edilmiştir.
Söz konusu araştırmanın temel özelliği, Dede Korkut ve anlatılarının Bayburt ve Bayburtlularla ilişkisini irdeleyen ve Bayburt’un değişik yörelerinde bu güne kadar anlatılan (dinlenen) “Bey Böyrek” masalları/rivayetlerinin hemen tamamını içeren özel bir çalışma olmasıdır. Umarız önümüzdeki dönemlerde, Üniversitemizin de katkısı ile bu konudaki çalışmalar yaygınlaştırılır ve derinleştirilir.
Bildiğiniz gibi; Dede Korkut anlatıları/hikâyeleri için konunun uzmanları, “milli bir destan”, “Türkçenin emsalsiz bir şaheseri “, “Türk edebiyatının en güzel eserlerinden biri” gibi tanımlamalar yapmışlardır. Böyle bir değerin Bayburt’la ilişkisini ön plana çıkarmak ve bu çok önemli markadan Bayburt ve Bayburtlular olarak yeterince yararlanmak durumundayız.
Bayburt’un Türklerin Anadolu’da ilk yerleştikleri alanlardan biri olması, Dede Korkut anlatılarında Bayburt ve çevresinden sıklıkla bahsediliyor olması, anlatılardaki coğrafi tanımların Bayburt’la ilişkisi, Bayburt yöresinden derlenen çok sayıda Bey Böyrek efsanesi, Destanlarda kullanılan deyimlerin Bayburtluya yabancı olmaması, Anadolu coğrafyasında Dede Korkut’a izafe edilen tek kabrin Bayburt’ta bulunması ve yine destan kahramanı Bamsı Bey Böyrek mezarının da Bayburt’ta olması Dede Korkut ile Bayburt’u bütünleştirmektedir.
Öte yandan, 1988 yılında düzenlenen “Türk Tarihinde ve Kültüründe Bayburt Sempozyumu” ve 1999’da düzenlenen “10.Yılında Bayburt Sempozyumu”nda yerli ve yabancı bilim adamları tarafından sunulan tebliğlerde Dede Korkut’un Bayburt’la ilişkisinin irdelendiğini görüyoruz.
Yine yirmi yıldan beri, Bayburt’ta “Bayburt Uluslar arası Dede Korkut Kültür ve Sanat Şölenleri” düzenlenmekte, bu şölen programları kapsamında yapılan ilmi toplantı ve etkinliklerle Dede Korkut’un Bayburt ile ilişkisi ve kültür hayatımızdaki yeri canlı tutulmaya çalışılmaktadır.
Son olarak, 21-22 Mayıs 2015 tarihlerinde Üniversitemizin düzenlediği “Düşünce Hayatımızda ve Kültürümüzde Dede Korkut Uluslar arası Sempozyumu” nu da zikretmeliyiz. Böyle bir sempozyumun Bayburt’ta düzenlenmiş olması ve bu organizasyonu, Atatürk Kültür Merkezi, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu ve Unesco Türkiye Milli Kurumu gibi kuruluşların desteklemiş olması bile, Dede Korkut ve Bayburt bütünlüğünün geniş bir çevre tarafında kabul edildiğinin önemli bir göstergesi sayılmak gerekir.
Sayın Rektör,
Bildiğiniz gibi, geçmişini iyi değerlendiremeyen toplumlar, bu günü doğru anlayamaz, geleceği ise akıllıca planlayamazlar. Toplumlar tarihlerindeki bilim, kültür ve sanat değerlerine sahip çıkarak, bu günü ve geleceği şekillendirirler. Böylece tarihi birikimler ve dinamiklerden yararlanarak daha iyiye gidebilmek, özgüven içinde anlamlı, mutlu ve hızlı gelişme yollarını bulabilmek mümkündür.
Bu noktadan hareketle; Bayburt ve Bayburt Üniversitesi olarak, çok önemli bir tarihi ve kültürel değer olan Dede Korkut’a yeterince sahip çıkmamız gerektiğini düşünüyoruz. Yukarıda sıraladığımız gerekçeler bu konuda Bayburt’a gerekli teşebbüs cesaretini ve haklılığını vermektedir.
Kanaatimizce, Dede Korkut ve Bayburt’u beraber anılır hale getirebilmeliyiz. Dede Korkut’u Bayburt için, kalkınmasına katkıda bulunacak önemli bir marka olarak değerlendirmeliyiz.
Yukarıdaki açıklama ve gözlemlerden hareketle, Bayburt Üniversitesi’nin isminin “BAYBURT DEDE KORKUT ÜNİVERSİTESİ” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ediyoruz. Hatta yeni kurulmuş bulunan Toplum Bilimleri Fakültesinin isminin “Bey Böyrek Toplum Bilimleri Fakültesi” şekline getirilmesi de uygun olacaktır.
Bildiğiniz gibi, Ülkemizde ve Dünyada Üniversiteler önemli tarihi şahsiyetlerin, doğal ve tarihi değerlerin adları ile isimlendirilmekte, bu ise gerek Üniversite ve gerekse kurulu bulunduğu şehrin tanınırlığına katkı sağlamaktadır.
Her ne kadar, Dede Korkut isminin “Korkut Ata” biçiminde Osmaniye’de kurulu üniversiteye verilmiş olduğu iddia edilebilirse de, başka bir üniversitenin “Bayburt Dede Korkut Üniversitesi” biçiminde isimlendirilmesinin hiçbir mahzuru olmadığını düşünüyoruz. Nitekim “Gazi Üniversitesi”, “Atatürk Üniversitesi”, “Mustafa Kemal Üniversitesi” gibi örnekler bu konuda bir sorun olmadığını göstermektedir.
Söz konusu isim değişikliği ile ilgili bu öneri, aşağıda isimleri zikredilen STK’lardan başka, diğer şehirlerde kurulu Bayburt Dernekleri temsilcileri ile de görüşülmüş onların da uygun olacağına dair görüşleri alınmıştır.
Hatırlayacağınız gibi, 21-22 Mayıs tarihlerinde Üniversitemizin düzenlemiş olduğu Dede Korkut Sempozyumunun açılış panelinde sorulan, “Dede Korkut ile Bayburt’un organik bağını tesis ve tescil etmek için neler yapılabilir? sorusuna, başka bir üniversiteden sempozyuma iştirak eden bir ilim kadını “Bu konuda yapılacak ilk iş, Bayburt Üniversitesinin ismini Bayburt Dede Korkut Üniversitesi olarak değiştirmek olmalıdır” demiş ve salondan büyük alkış almıştı.
Sonuç olarak; Bayburt Üniversitesi’nin isminin ‘BAYBURT DEDE KORKUT ÜNİVERSİTESİ’ olarak değiştirilmesi hususunda gerekenin yapılmasını saygılarımızla arz ediyoruz.
Bu konuda yapacağınız çalışmalarda tarafımızdan beklenen bir yardım ve destek varsa, üstümüze düşen görevleri yapmaya hazır olduğumuzu da bilmenizi isteriz.”