Haziran ayında gerçekleşecek olan genel seçimler için Türkiye’de ilk kez İstanbul’da ‘sertifikalı vekil’ uygulaması gerçekleştirilecek. Seçmen nasıl oy verir? Seçmenin fikri nasıl değiştirilir? Ve seç…
Haziran ayında gerçekleşecek olan genel seçimler için Türkiye’de ilk kez İstanbul’da ‘sertifikalı vekil’ uygulaması gerçekleştirilecek. Seçmen nasıl oy verir? Seçmenin fikri nasıl değiştirilir? Ve seçmenle nasıl konuşulur? gibi konularda aday ya da aday adaylarına akademisyenlerin yanı sıra aralarında siyasilere danışmanlık yapanlar tarafından eğitim verilecek. Eğitime katılanlar ellerinde sertifikaları ile hem meydanlara inecek hem de kapı kapı dolaşarak nabız yoklayacak.
Yürütecekleri seçim kampanyalarındaki sunumlarla 7 Haziran Genel Seçimler’de en önemli siyasi imtihanlarını verecek olan milletvekili aday ve aday adayları için Türkiye’de ilk kez sertifika sistemi başlatıldı. Siyasette vekillik olarak boy göstermek için kolları sıvayanların arı gibi çalışan seçim büroları, kuşe kağıtlara bastırılan ilanlar, konvoy oluşturup arabalarla tur atmak ve meydanların olmazsa olmazı tansiyon yükselten miting konuşmalarının aksine doğru planlanmış seçim stratejileri ve çok yönlü iletişimlerini sağlayacak “Seçim Kampanyası Yönetimi ve Siyasi İletişim Sertifika Programı” ile seçim kampanyasında kullanılacak dilin, seçilen kelimelerin ve reklamların önemine işaret edilecek.
TÜM SİYASİ PARTİLERE AÇIK
Kadir Has Üniversitesi’nde startı verilecek olan 2015 genel seçimlerine yol haritası niteliğinde hazırlanan sertifika programının ezber bozan bir çalışma olduğunu açıklayan İletişim Fakültesi Yard. Doç. Dr. Efe Sevin amaçlarının bir kişilik imaj markası oluşturmaya yönelik olduğunu söyledi. Miting alanından halklara bağırarak seçmenle doğru dokunun oluşturulamayacağına dikkat çeken Yard. Doç. Sevin doğru metodlarla hedefe ulaşır etkileşimlerin sağlanabileceğini söyledi.
NELER ÖĞRETİLECEK?
Programda verilecek eğitim başlıklarını ana hatları ile sıralayan Yard. Doç. Dr. Efe Sevin; “ Seçmenden aldığınız veriye göre nasıl politika uygulanır? Medya ile nasıl görüşülür? Nasıl mülakat edilir? Burada seçmen nasıl oy verir? Seçmenle nasıl konuşulur? Nabız nasıl yoklanır? Seçmenin fikri nasıl değiştirilir? Bir kişilik markası nasıl oluşturulur bundan bahsedeceğiz. Bu gibi konularda ipuçları vereceğiz. Kimlerle çalışılmalı? Hangi pozisyonlar gereklidir? Veri nasıl kullanılır? Akademik çalışmalara nasıl bakılır?” gibi konularda ipuçları verileceğini belirtti.
SEÇMEN FİKRİNİ DEĞİŞTİRMEYE YUNANİSTAN ÖRNEĞİ
Özellikle belirli bölgelerde hakimiyetini sürdüren siyasi partiler ve isimlere karşı izlenecek yöntemi geçtiğimiz Yunanistan seçimlerinden örneklendiren Yard. Doç. Dr. Efe Sevin seçmen fikrini değiştirmeye yönelik şu ipuçları verdi: “ Bazı bölgelerde yıllardır aynı partiye oy vermesi ile bilinir. Burada önemli olan seçmenin neden o partiye bağlılık duyduğunu anlamak. Eğer verilen oy hizmet üzerinden ise karşı partinin de hizmet üzerinden bir retorik geliştirmesi gerekir. Önemli olan seçmeni gerçekten iyi dinleyip neye neden oy verdiğini çok iyi anlamak lazım. Çünkü bu oyların değişmeyeceği diye bir durum yok. Yunanistan örneğinde hiç beklenmeye bir seçim sonucu çıktı. Yine kendi yakın tarihimizde baktığımızda 2000’li yılların başında hiç beklemediğimiz şeyler oldu. Oy verenler her zaman fikirlerini değiştirebilirler.”
“OYLAR YAYLADAN DA KASABADAN DA GELEBİLİR”
Seçimlerde en önemli unsurun coğrafya kriteri olduğunu aktaran Yard. Doç. Dr. Efe Sevin demografik yapıların önemine dikkat çekti. Seçmen profiline hakimiyetin izlenecek yoldaki mesafeyi kısaltabileceğini dile getiren Yard. Doç. Dr. Efe Sevin; “ Karadeniz bölgesine gittiğiniz zaman sizi milletvekilliğine taşıyacak oylarından bir tanesi yayladan da gelebilir. Doğu Anadolu gittiğiniz zaman ya da Anadolu’nun daha farklı küçük şehirlerine gittiğiniz zaman bu sefer köylerin ve kasabaların önemi geliyor. Önemli olan oy vereni tanımak oy veren nerdedir? Ne bekliyor? Ona nasıl ulaşabiliriz?” dedi.
LİSTEDE ALT SIRASINDA YER ALANLAR NE YAPMALI?
Seçim maratonunda adaylıkları kesinleşenlerin isimlerin parti listelerinde alt sırada yer almalarının oluşturacağı dezavantajlar için püf noktalara da değinen Yard. Doç. Dr. Efe Sevin şunları söyledi: “Listenin alt sıralarına doğru adayların isimleri biraz daha az önemli hale geliyor. Dolayısı ile böyle bir durumla karşılaşacak olan aday parti kartını oynamalı. Parti kimliği üzerinden gitmesi iyi olacaktır.” Aynı parti adaylarının birlikte çalışmalarının da olumlu bir etki oluşturacağını ifade eden Yard. Doç. Dr. Sevin; “ Örneğin iktidar partisi İstanbul birinci ve ikinci bölge sıra adaylarının birlikte çalışması her ikisinin de işine yarayacaktır. Çünkü kendi aralarında herhangi bir rekabetleri yok. Karşı partilerle rekabet halindeler” diye konuştu.
FACEBOOK KAMPANYALAR İÇİN TWİTTER DA SORU CEVAP İÇİN UYGUN
Seçimlerin sosyal medya ayağında önemli aktör olduğunu aktaran Yard. Doç. Dr. Efe Sevin kullanılacak platformlar hakkında şunları ifade etti: “ Sosyal medya adayı bir birey olarak tanıtmaya elverişlidir. Aday siyaset dışında ne yapar? Nasıl biridir? Seçmenle böyle bir bağ da kurulabilir. Örneğin Facebook şu anda ana bir platform görevi görebilir. Burada kampanya ve politikalar hakkında bilgiler paylaşılabilir. Twitter öte yandan biraz daha etkileşime örnek verilir. Twitter üzerinden diğer kullanıcılarla konuşulabilir hatta soru-cevap oturumları bile yapılabilir. Genç oyverenlere ulaşmak için ise Instagram ve Vine daha uygun olur. Görseller ile etkili mesajlar verilebilir.”
KRİZ YÖNETİMİNDE NASIL DAVRANILMALI?
Siyasilerin karşılaşacakları tepkilere karşı hazırlıklı olmaları gerektiğini de sözlerine ekleyen Yard. Doç. Dr. Efe Sevin,yürütülecek seçim kampanyasında hediye, ikram hususları konusunda da şu uyarılarda bulundu: “ Bazı yerlerde cep telefonlarına mesajlar olabilir, bazı yerlerde öğle yemekleri ya da akşam çayları olabilir.Hediyeler belki size kısa dönemde mitinginize daha fazla inrsanın gelmesini sağlayabilir ama bu size oy verecekleri anlamına gelmez. Sloganlar akılda kalır ve her zaman tekrarlanabilir.