Bayburt Üniversitesi tarafından “Gül Yetiştiren Adam” konferansı düzenlendi.
Bayburt Üniversitesi Yeni Külliye Konferans Salonu’nda gerçekleşen konferansa Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun’un yanı sıra Bayburt Belediye Başkanı Mete Memiş, Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Uğurlu, Adalet Komisyonu Başkanı İsmail Deniz, bazı kamu müdürleri, akademisyenler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
Açılış konuşması için kürsüye gelen Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun, rahatsızlığına rağmen konferansa katılımından dolayı Özdenören’e teşekkür ederek, “Şair, yazar, mütefekkir birisi davetli olunca bu gibi kürsülerde kısa konuşmak daha iyidir, saygılarımı sunuyorum.” dedi.
Konferans; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2015 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri kapsamında Yazar- mütefekkir Rasim Özdenören’in edebiyat dalında ödüle layık görülmesi törenindeki konuşması ile devam etti.
Moderatör Asım Gültekin Gül Yetiştiren Adam denildiğinde akla Yedi Güzel Adam’dan biri olan Rasim Özdenören’in geldiğini anımsatarak, bunun neden akla geldiğine bu özdeşlemenin nasıl gerçekleştiğine bu konferansın tanıklık edeceğini ifade etti.
GÜL YETİŞTİREN ADAMI 1920’Lİ YILLARIN TÜRKİYE’SİNDEKİ ZAMANIN ŞARTLARI DOĞURDU
Yazar-mütefekkir Rasim Özdenören ise Gül Yetiştiren Adam kitabında iki farklı kesimi anlattığını anımsatarak “Kitap olarak, gül yetiştiren adamı doğuran bizleriz. Gül yetiştiren adamı 1920’li yılların Türkiye’sindeki zamanın şartları doğurdu. 1920 yılında Türkiye bir dönemden bir başka döneme aktarıldı. Aktarıldı diyorum bu sadece kendi öz iradesi ile olmadığı için başka iradelerin de müdahalesi ile bir dönemden bir döneme bir geçiş yaptı. O geçişten sonra Türkiye bir bakıma kendine yeni bir tarih yazmanın bir bakıma da bir tarihini geride bırakmanın safhasına girdi. Öyle ikilemde bir dönem yaşandı. O yaşantı bazıları tarafından alkışlandı, bazıları tarafından müspet karşılandı; ama bu ülkenin temel değerlerine sahip çıkan, bu ülkeyi ülke yapan, bu ülkenin insanını kendi insanı haline getiren, temel değerlere sahip çıkan bir başka kesim insanımız tarafından da bu değişim benimsenmedi.Gül yetiştiren adam bir sembol, aslında tek bir kişi değil bu. Biz doğrusu 1958 yılında liseyi bitirip Maraş’tan ayrılıncaya kadar zaman zaman bu gül yetiştiren adamların isimlerini duyardık. Fakat ne hikmettir ki hiç birini ziyaret etme fırsatımız olmadı. Kitabımız yayınladıktan sonra öğreniyoruz ki sadece Maraş’ta değil Türkiye’nin muhtelif yerlerinde bu gül yetiştiren adamın protestosuna katılan başka güzel insanlar, başka gül yetiştiren insanlar da var. Gül yetiştiren adam adı bizim kitabımız münasebetiyle konulmuş oldu ve benim için de güzel bir bahtiyarlık vesilesi olarak benimsenen bir isim haline geldi.” dedi.
Özdenören, soru –cevap kısmında gençlere milli manevi değerlere sahip çıkmaları, kavramların içinde bulunduğu kültürün değerleriyle anlaşılması yönünde önerilerde bulundu. Konferans sonunda Gültekin ve Özdenören sevenleri için kitaplarını imzaladı.