Bayburt Portalı – Bayburt Tarih-Kültür Edebiyat Derneği tarafından haftalık olarak gerçekleştirilen Kültür Sohbetlerinde geçmişten günümüze eğitim ve öğretmen konusu anlatıldı.
Bayburt Ortaokulu Müdürü Efgan Yazıcıoğlu, Hunlardan günümüze kadar Türk tarihinde eğitime ve öğretmenliğe verilen önemden bahsederek Türklerin de bu konuda her zaman öncü olduğunu vurguladı.
Bir medeniyetin ortaya çıkmasında eğitimin büyük rolü olduğunu belirten Yazıcıoğlu, öğrencilerin devletin hangi kademelerinde yetiştirilecekse o alanlarda tecrübe kazandırıldığı en güzel sistemin Hunlar döneminde kurulduğunu söyledi.
Eğitimci Yazıcıoğlu sunumunda, Göktürklerin 38 harfli gelişmiş bir alfabe ile yazılı eserler bırakmış olmalarıyla eğitimde zirve yapmış bir medeniyet olduğunu, Türk kültür ve medeniyetinin temel taşı olan ‘töre’nin nesillere aktarılmasında ise anne, baba ve büyüklerin de önemli rolünün olduğunu ve bu öğreticilere büyük saygı duyulduğunu dile getirdi.
İlk matbaayı Uygurlar kullandı
14 harfli Soğd alfabesi ile Uygurların eğitim tarihine yöne veren bir uygarlık olduğundan ve arkeoloji profesörü Bossert’e göre matbaayı Çinlilerin değil de Uygurların ilk kez kullandığından da bahseden Yazıcıoğlu, “Uygurlar medeniyette o kadar ileri seviyeye gitmiş, eğitimcilere o kadar büyük değer vermişler ki bunu, ‘Oğlunu, öğretmene ver, git sarayda ziyaret et.’ sözlerinden anlayabiliyoruz.” dedi.
Karahanlılar, Gazneliler ve Samanoğulları döneminde medreselerin baş müderrislerine (öğretmenlerine) büyük önem gösterildiğine, hakan tarafından ayakta karşılanacak kadar kıymet verildiğine dikkat çeken Yazıcıoğlu, “Farabi’nin dünyayı aydınlatan eserlerine bakıldığı zaman, İbni Sina’nın çalışmalarına bakıldığı zaman eğitimde kültürde medeniyette milletimizin önüne geçecek hiçbir medeniyet olmadığı görülmektedir. Kaşgarlı Mahmudlar, Edip Ahmed Yüknekiler bu dönemde yetişmiş ilim irfan sahipleridir. Daha sonra koca Türk dünyasına birliği beraberliği öğreten Selçuklular dönemine ve günümüze yansıyan Hoca Ahmet Yeseviler, Yusuf Hemedaniler köklü medeniyetimizin öncüleri, milletimizin kadim öğretmenleridir.” dedi.
Fenni ilimlerle dini ilimlerin birlikte yürütülmesinden kaynaklı güzellikleri ve bilimsel çalışmalarla Ali Kuşçular gibi İbni Sinalar gibi çok sayıda büyük mütefekkirlerin yetiştiğini belirten Yazıcıoğlu, medrese eğitimlerinin Fatih Sultan Mehmed’in son dönemine kadar zirvede devam ettiğini, Yavuz Sultan Selim’den sonra ise kendi medeniyetini başka medeniyetlere tercih etme, metodolojiyi başkalarından almaktan kaynaklı medreselerde eğitim sistemimizin zayıfladığını söyledi.
Yazıcıoğlu, Osmanlının son dönemlerinde ise azınlık okullarının mekteplerine ve yabancı muadillerine verilen değerin Osmanlıda eğitimin iyice gerilemesine yol açtığını söyledi.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde eğitimde yeniden öze dönüşün 1. Maarif Kongresinde başladığını, muallimlerin/öğretmenlerin savaştan muaf tutulduğunu belirten Yazıcıoğlu, 1921-1938 yılları arasında çok büyük eğitim hamlelerinin yapıldığını vurguladı.
Cumhuriyet dönemi eğitim yatımlarından, medeniyetimizin önemli eğitim yatırımcıları Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Fatih Sultan Mehmed Han’dan da bahsederek örnekler veren Yazıcıoğlu, Türk milli eğitiminin millilik yönünden zayıflaması, daha sonra kes kopyala yapıştır müfredatlarının hazırlanması ve Avrupa konseptine uyarlamalar ile eğitim sisteminin zayıfladığını belirterek sunumunu tamamladı.
BAYDER Başkanı Fatih Dündar, eğitimci Efgan Yazıcıoğlu’na sunumları için teşekkür ederek günün anısına teşekkür belgesi takdim etti.
Her hafta Cuma günleri gerçekleştirilen Kültür Sohbetleri; şiir sunumları, İmdat Sancar, Uğur Dündar’ın sahne sunumları ve koro türküleriyle devam etti.