Bayburt Tarih-Kültür ve Edebiyat Derneği’nin gerçekleştirdiği geleneksel kültür sohbetleri devam ediyor.
Bayburt Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hayriye Şengün, ‘Tarihte ve Kent Yaşamında Kadın’ sunumu ile kültür sohbetlerinin konuğu oldu.
Kentlerde kadına yönelik yapılan çalışmalara, kadının toplumdaki eksik kaldığı yönlere değinen Şengün, konuşmasına Türkiye Cumhuriyeti tarihinde önemli yer tutan Artvinli iki öncü kadından bahsederek başladı.
Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihinde kadın söz konusu olduğunda Belediye Başkanı olarak Mersin Belediye Başkanı Müfide İlhan’ın bilindiğini fakat ondan önce bir öncü ismin Artvin’de tarih sahnesindeki yerini aldığını belirten Şengün, “1930 yılında çıkan yasa ile Artvin’in Yusufeli ilçesinin Kılıçkaya beldesinde bir kadın çıkıyor: Kılıçkaya Belediye Başkanı Sadiye Hanım. Ataları çok önemli işler yapmış. Çıldır Atabeklerinden gelen bir kökeni var. O dönemde İstanbul’da liseyi bitirmiş. Teyzesinin kocası Balkanlar’da önemli bir komutan. Aile fertlerinin tamamı Kurtuluş Savaşı’nda üzerine düşeni yapmış. Sadiye Hanım, iki yıl çok önemli işler yapmış. Sokak aydınlatmaları yapmış, nikah merasimleri düzenlemiş. Belediye meclisine seçilen teyzesinin kızı ile çok önemli bir yerel yöneticilik örneği sergilemişler. Kadının o günlerde küçük bir kasabada bir yönetici olarak ortaya çıkması önemli. Daha da önemlisi o dönemde belediye meclis üyeleri toptan seçilir ve meclis kendi içinden belediye başkanını seçerdi. Erkeklerin çoğunluk olduğu meclisten seçilmiş” dedi.
Tarih boyunca çok önemli kadın kahramanların varlığından bahseden, Nene Hatun, Kara Fatma ve Gobuk Sultan gibi önemli isimleri anan Şengün, Artvin’in Şavşat ilçesininin kurutuluşunda büyük pay sahibi olan Çiçek Nene’nin başardıklarını anlattı.
Çiçek Nene’nin son yıllarda özellikle torunlarının çalışmaları ile gündeme geldiğini ve bu yıl içerisinde Çiçek Nene’nin anıt mezarın yapıldığını söyleyen Doç. Dr. Şengün, “Çiçek Nene, Şavşat 1919 sonrası Rus işgali altında iken ortaya çıkan önemli bir kahraman. Çiçek Türk birlikleri asker bulmakta zorlandığı dönemde köyünün tüm erkeklerini savaşa gitmelerini ikna eder. Bunun yanı sıra köy köy dolaşıp, kadınlara ekmekler yaptırır cephelere ekmek taşıyan biri. Bu da yetmezmiş gibi ilerlemesi durmayan Rus Birliklerini yüksek tepelere çıkarak tüm kadınlarla birlikte düşmana taş yuvarlayarak onları durdurulmasına öncülük eden bir kahramandır. Ve Şavşat 1920’lerde kurtarılır” diye konuştu.
Kadının kent hayatındaki yerinden de bahseden Şengün, konuşmasını şu ifadelerle tamamladı:
“Kadının Cumhuriyet tarihinde önemli bir mücadelenin tarafı olduğunu biliyoruz. Okuma yazma oranlarındaki artış, siyasal ve ekonomik yaşama girişi çok önemli bir şey. Bu ülke bir kadın Başbakan da gördü, Tansu Çiller. Açıkçası dönemine baktım, kadına yönelik pek bir şey bulamadım. Biz kadınlarla erkeklerin eşit şatlarda olmasından hep yana olduk, hep bunu savunduk. Kadını geri planda olan bir ülkenin erkeği ilerleyemez. ‘Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır’ sözü hep söylenir. Toplumun her iki cinsiyetten oluştuğunu ve toplumun da gelişmesinin olmazsa olmazımız olduğunu düşünürsek bugün gelinen noktada sorunlarımız olsa da bu konuda önemli bir mesafe katetmiş görüyoruz. Kentlerde artık ‘Kadın Dostu Kent’ sloganı kullanılır oldu. Bu kentler, kadınların daha rahat hareket edebildikleri kentler. Belediyeler son 15 yıldır çok önemli şeyler yapıyorlar. Aile Yaşam merkezleri kuruyorlar. Belediyelerin kadın oylarına yönelik yaptıkları önemli bir veri olarak karşımıza çıkıyor. Eksiklerin bir tanesi siyasal yaşamda kadının varlığı. Kadın toplumda yüzde 49-50 varsa, kendileri ile ilgili karar verebilme noktalarında olması gerekir. Bunu partilerin kotası ile değil kendi bilinçleri ile sağlamaları gerekiyor. Bunun için sanırım biraz daha zaman ihtiyaç var.”
Sunumun ardından katılımcıların sorunu sorularını da yanıtlayan Şengün’e BAYDER Başkanı Fatih Dündar tarafından teşekkür belgesi takdim edildi. Dündar, Şengün’e teşekkür ederek, “Kadın figürü Türk tarihinde hiç bir zaman gölge olmamıştır” şeklinde konuştu.
Program, orta oyunu gösterimi, şiirlerin okunması, Bayburt ve yöreden türkülerin seslendirilmesi ile son buldu.