Bayburt Üniversitesinde Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında ‘Hz. Peygamber ve Birlikte Yaşama Ahlakı’ konulu panel düzenlendi.
İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Prof. Dr. Gökhan Budak Konferans Salonu’ndaki panele Bayburt Müftüsü Kemalettin Aksoy, Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Hasan Saka, akademisyenler, İl Müftülüğü personeli, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı.
Moderatörlüğünü Bayburt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nevzat Aydın’ın yaptığı panelde İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Yusuf Şen, İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyeleri Yrd. Doç. Dr. Ahmet Özkan, Yrd. Doç. Dr. Gazi Özdemir, İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Abdussamet Varlı panelist olarak sunum yaptı.
Moderatör İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nevzat Aydın emanet edilen yaşanılabilir bir dünyada sevgiye, saygıya ve merhamet ihtiyaç olduğunu belirterek, “Batı dünyasında Müslümanlara yönelik ötekileştirme, ayrımcılık, asimile etme, Müslüman ve İslam kimliğine yönelik islamofobi saldırıların hızlıca arttığına şahit olmaktayız. Asr-ı saadetteki birlikte yaşama ahlakının en güzel örneklerini günümüzde arttırmalıyız. Adaleti, sevgiyi, dostluğu, merhameti yeniden ihya etmek zorundayız “dedi.
‘İslam Hukuku Açısından Birlikte Yaşama Ahlakı’ üzerine konuşan İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Yusuf Şen, İslam hukukundaki hükümlerin insanların bir arada yaşamasını temin için olduğunu belirterek ” Hz. Peygamber zamanından itibaren hoşgörünün, İslami ilkelerin, İslam hukukunun temel özelliklerinin, temel hükümlerinin İslam coğrafyasında uygulandığı merkezleri görüyoruz. Medine merkez olmak üzere Kudüs’ten Kurtuba’ya, Bağdat’tan Endülüs’e kadar dünyanın değişik yerlerinde bunu ortaya koymuşlardır. Kur’an ve sünnete sarıldığımızda beraber yaşamanın temelini atmış olacağız “diye konuştu.
İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Özkan ise ‘İrfan Kültüründe Birlikte Yaşam’ı anlattı. Selçuklularda ve Osmanlı Devletinde birlikte yaşamanın en güzel örneklerinin görüldüğüne işaret eden ve tasavvufi terimlerle bunları açıklayan Özkan, “Bizim tarihimizde birlikte yaşama ile ilgili pek çok altın örnekler bulunmaktadır. Yunus Emre, Mevlana ve Hacı Bayram-ı Veliler bunların en önemli mimarlarıdır. Dil, din ve ırk ayrımı yapmadan Yaradan’dan ötürü yaratılanı hoş görme yolunda ilerleyerek topluma bu yönde örnek olmuşlardır. Günümüzde bu hoş görüyü devam ettiren ülkemiz yine dünya kardeşliğine hizmet etmektedir “şeklinde konuştu.
İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gazi Özdemir ise ‘ Birlikte Yaşama ve Tahammül Kültürü’ konulu bir sunum gerçekleştirdi. Özdemir, Türk milletinin İslamiyet’ten önce birlik ve beraberlik yaşama kültürü içinde olduğunu aç milleti doyurduğu, çıplak milleti giydirdiği ve ülkesine nizam verdiğini ifade ederek İslam ile tanıştıktan İslami ölçüler içinde birlik ve beraberlik yaşam alanlarını, birlikte yaşamanın tahammül sınırlarını anlattı. Özdemir, “Peygamberimizin nübüvvet ile müşerref olduğu yıllarda Arabistan yarımadasında kabileler birbirine ayrı düşmüş, birlik ve beraberliğin ortadan kalktığı, insanların birbirine tahammül edemediği, kişiler arası ilişkilerin sınırlarının net olarak düşmanlık üzerine tesis edildiği bir ortamda Peygamberimiz birlik ve beraberliği, kardeşliği ve dayanışmayı getirmişti. Müşrikler tahammülsüzlük göstererek Peygamberimize engel olmaya çalışmışlardı. Medine’ye göç eden Peygamberimiz onların arasındaki düşmanlığı ortadan kaldırmış Medine Sözleşmesi’ni imzalamıştır. Peygamberimiz, bu sözleşmede birlikte yaşamanın hükümlerini ortaya koymuştur” ifadelerini kullandı.
Selçuklular ve Osmanlılardaki birlikte yaşama ve tahammül kültürünün 1789 Fransız İhtilali’nin getirdiği milliyetçilik akımıyla ortadan kalktığına dikkati çeken Özdemir, bunları tarihi olaylardan verdiği örneklerle açıkladı. Müslümanların birlikte yaşama adına önemli hasletleri bulunduğuna anımsatan Özdemir, “Müslüman gaddar değildir, terörist değildir, insanları yok eden değildir. Müslümanlar birleştiricidir, hürmet göstericidir, yaşlının elinden tutandır, yetimin saçını okşayandır, kimin ciğeri yansa onun yarasına merhem olmaya gidendir. İşte bizim ülkemiz hala İslam’ın süsüyle İslam’ın algısıyla varlığını devam ettirdiği için kendi vatandaşına yaşama hakkı tanımayan Suriye’deki Esed rejiminden kaçıp gelenlere kol kanat gerendir, misafir edendir “dedi.
İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Abdussamet Varlı ise Kardeşliğimizi Tesis Eden ve Kardeşliğimizi Bozan Unsurlar’ı anlattı. Birlikte yaşama adına ‘Mümin, müminin kardeşidir’ ayetinin içinin boşaldığını ifade eden Varlı,” Tevhit anlayışındaki sapmalarla bu ayetinin içini boşalttık. Tevhit Allah’ın birliği etrafında sizin de kenetlenmenizi ve bir olmanızı ifade eden bir terimdir. Tevhit birlik demektir, birlik ise kardeşinin derdi ile dertlenmeyi gerektirir. Peygamberimiz Medine’ye göçtüğünde Muahat Sözleşmesi’ni / Kardeşlik Sözleşmesi’ni yapmıştır. Kardeşlik olmadan ekonomi olmaz, dayanışma olmaz, birlikte yaşama isteği olmaz” dedi.
Moderotör Aydın’ın genel değerlendirmesinden sonra panel sona erdi.