Bayburt Tarih, Kültür ve Edebiyat Derneği tarafından yürütülen “Bayburt’un Kabuğunu Kıran İncileri” isimli AB Projesi’nde eğitim paneli düzenlendi. Okul idarecileri ve il genelinde görev yapan öğretmenlere yönelik düzenlenen panele konuşmacı olarak Bayburt Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Fatih Yalçın, Yrd. Doç. Dr. Figen Çam Tosun ve Milli Eğitim Maarif Müfettişi Muzaffer Şimşek katıldı.
BAYDER Başkanı Fatih Dündar, panel öncesinde yaptığı açılış konuşmasında proje kapsamında bugüne kadar yapılanlara değindi. Dündar, proje kapsamında uzman eğitimciler getirilerek okullarda kişisel gelişim seminerleri düzenlendiğini, Milli Eğitim Müdürlüğü’nce belirlenen öğrencilere evlerinde eğitim köşesi oluşturulduğunu ve TEOG setleri dağıtıldığını belirtti. Projede aileleri bilinçlendirme amaçlı ziyaretlerin sürdüğünü ifade eden Dündar, proje ortakları olan Bayburt Üniversitesi ve Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerine teşekkür etti.
Milli Eğitim Maarif Müfettişi Muzaffer Şimşek’in ‘Cumhuriyet Tarihinde Okullaşma Oranları’ hakkında yaptığı sunumun ardından konuşan Yrd. Doç. Dr. Fatih Yalçın ise, Bayburt’ta kız çocuklarının eğitimleri ile ilgili 2008 yılında yaptığı saha çalışması hakkında bilgiler verdi.
Yalçın, şöyle konuştu:
“Bayburt’ta kız çocuklarının en çok tercih ettiği okul Kız Meslek Lisesi. Yaptığımız görüşmelerde Kız Meslek Lisesi’nin yeriyle ilgili o dönemde çok fazla itiraz vardı. Zannederim Milli Eğitim Müdürlüğümüzün bununla ilgili bir takım çalışmaları var. Çok merkezi bir yer olduğu için okul giriş ve çıkışlarında o dönemlerde problem vardı. Şimdi kızlara yönelik Kız Anadolu İmam Hatip lisesi var. Bu kızların okullaşma oranını artıracaktır.”
Bayburt’taki kız çocuklarının okumamasının önündeki etkenlerden birinin erken yaşta evlenme durumunun olduğunu ve araştırmalarda bu durumla en çok Maden Köyü’nde karşılaştıklarını belirten Yalçın, “Kişisel nedenler olarak kendilerine uygun görülen toplumsal rolü kabullenmiş öğrencilerimiz var. Bazı spesifik şeyler var. Mesela Bayburt’ta erken yaşta evlenme en çok Maden Köyü’nde karşılaştığımız bir durumdu. 5-6 yıl önce böyleydi. Şimdi halen devam ediyor mu, değişti mi bilmiyorum. Kız çocuklarında erken evlenip büyükşehire gitme durumu vardı” dedi.
Çalışma kapsamında devamsızlıkları da araştırdıklarını ve en çok okul terklerinin 9. sınıfta yaşandığını tespit ettiklerini söyleyen Yalçın, “Bu çalışma kapsamında biz devamsızlıkları da araştırdık. Neden devamsızlık yapılıyor? 9. sınıftan sonra mesela çok yoğun bir terk var. Yani 10 ve 11. sınıftan sonra çok fazla yok ama 9. sınıftan sonra var. Onunla ilgili özellikle öğrenci ve öğretmenlerle yaptığımız görüşmelerde 9. sınıf müfredatının çok yoğun olduğu ve akademik başarısızlığın 9. sınıfta çok fazla olması nedeniyle bu terklerin bu dönemde ortaya çıktığı görülüyor. O dönemde biz bakanlığa doğrudan bir rapor hazırladığımız için 9. sınıf müfredatının biraz daha rahatlatılması diğer sınıflara yayılması diye bir şey koymuştuk. Çünkü gerçekten öğrencinin ergenliğe geçiş dönemi. Orta öğretime geçiş dönemi. Ve çok yoğun bir program. Bu okulu terk etmedeki en önemli sebeplerden bir tanesiydi. Yine tabi Bayburt tarım şehri olduğu için okul ve tarım faaliyetlerinin çakışması büyük bir problem oluyordu. Yine ekonomik durumdaki değişme nedeniyle okulu terk eden öğrenciler vardı” şeklinde konuştu.
Bayburt Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Figen Çam Tosun ise, 12 yıllık zorunlu eğitim döneminde okullaşma oranının yükseldiğini ve kız çocukları açısından bundaki en büyük payın açık öğretim liseleri olduğunu kaydetti. Açık Öğretim Liselerinin kız çocuklarının okula devam etmemesi için bir kaçış noktası olarak görüldüğünü belirten Tosun, açık öğretim liseleri ile ilgili yeni bir planlama gerektiğini belirtti.
Tosun, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Açık Öğretim Liseleri kaçış noktası”
“Hocalarım genel olarak kızların okullaşmasından ve bununla ilgili problemlerden bahsettiler. Ben biraz daha eleştirel olarak bakacağım olaya. Çünkü 12 yıllık zorunlu eğitim döneminde okullaşma oranının bir hayli yukarıda olduğunu görüyoruz. Bu artışın içerisinde açık öğretim liseleri de çok büyük yer almaya başladılar. Bu kapsamda ben Bayburt’ta bir çalışma gerçekleştirdim. Bunu kongrelerde bildiri olarak sundum, makale olarak da yayınlandı. Aynı verileri burada sizinle paylaşmak istiyorum. Aynı eleştirileri burada da yapmak istiyorum. Çünkü okullaşma oranını Avrupa Birliği standartlarına veya çağdaş medeniyetler seviyesine yükseltmek istiyoruz ama bunu ne kadar nitelikli başarabiliyoruz? Yoksa yapmaya çalıştığımız şey sadece sayıların abartılması mı? Bunlara dikkat çekmek gerekiyor bence.”
“Ciddi düzenleme yapılması gerekiyor”
“Açık Öğretim Liseleri bir çok ülkede başarıyla uygulanan bir sistem. Bizde de illaki olması gerekir. Örgün eğitimden çeşitli nedenlerle çıkmış olan kişilere alternatif olarak sunulmalıdır. Ama bununla birlikte Türkiye’de İç Anadolu, Doğu, Güneydoğu, Karadeniz gibi bir çok bölgemizde hatta batıda bazı yerlerde hâlâ bazı sebeplerle kız çocuklarının okula gidilmemesi önünde çok ciddi bir kaçış noktası olarak görülüyor. O yüzden açık öğretimle ilgili bir planlama ya da farklı bir dizayna gidilebilir diye düşünüyoruz. Çünkü bizde açık liseye gidenlerin önünde evlenmesi için bir engel yok. Tabi ki 30 yaşındaki kadın okumak istiyorsa ‘hayır boşan gel’ gibi bir şey demek mümkün değil. Ama 8. sınıftan sonra okuyup kendi isteğiyle evlenmek isteyen bir kız içinde engelleyici standartlar taşımıyor. O yüzden açık öğretim liseleriyle ilgili bu 8. sınıftan geçişle ilgili çok ciddi düzenlemeler yapılması gerektiğini düşünüyorum.”
Panel sonunda söz alan Bayburt Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aslan Gülcü ise, projenin çok önemli bir eksikliğin giderilmesi katkılar sunacağını ifade ederek, başta BAYDER olmak üzere emeği olan herkese teşekkür etti.
Panel, konuşmacılara çeşitli hediyeler verilmesiyle son buldu.