Bayburt Portalı – Bayburt Tarih-Kültür ve Edebiyat Derneği tarafından düzenlenen kültür sohbetlerinde ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel sunum gerçekleşti.
Bayburt Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hayriye Şengün, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile ilgili genel bilgi verdikten sonra, bir kadın olarak hayatta karşılaştığı zorluklardan örnekler verdi.
1857 yılında New York’ta bir tekstil fabrikasında 16 saat olan iş sürecinin 10 saate indirilmesini isteyen işçilerin direnişleri sonrası 126 kadının çıkan yangında yanarak öldüğünü hatırlatan [vurguluContent color=”Red” text=”Doç. Dr. Hayriye Şengün”], bunun üzerine dünyada emekçi örgütleri tarafından tepki eylemleri gerçekleştirildiğini, 1911 yılında ise Almanya’nın öncülüğünde Birleşmiş Milletler’e verilen teklifin kabul edilmesi ile bugünün Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak ilan edildiğini belirtti.
8 Mart’ın bir kutlama günü olmadığını, bunu söyleyebilmek için kadınlara dair toplumda sorun olmaması gerektiğini ifade eden Şengün, ekonomik olarak özgürlüğünü henüz tam anlamıyla eline alamamış kadın topluluklarının bulunduğu coğrafyalarda hâlâ kadının görünürlüğünün, siyasetteki etkisinin yok denecek kadar az olduğunu söyledi.
Türkiye’de Tanzimat Fermanı ve İkinci Meşrutiyet’le başlayan farkındalıkların Cumhuriyet döneminde kadına verilen seçme ve seçilme hakkı ile devam ettiğini ve Cumhuriyet döneminde kadının görünürlüğünün sürekli arttığını dile getirdi.
1982 yılında üniversiteyi bitirdiğinde müfettiş olmak istediğini, banka müfettişliği için başvurduğunu, seyahat zorluğundan dolayı kadınların müfettişliğe kabul edilmediği gerçeğiyle yüzleştiğini ifade eden Şengün, geçmişte kaymakamlık kanununda var olan ‘katıra binememek’ gibi bir düşünce yüzünden kadınlara kaymakamlık mesleğinin uygun görülmediğini, günümüzde ise bunların aşıldığını söyledi.
Eğitimsiz kadınlarla eğitimli kadınların erkeğe bakışı arasında dağlar kadar fark olduğunu söyleyen Şengün, eğitimsiz kadının çocukları arasında bile ayrım yaptığını, erkek çocukların özellikle ev işlerinden muaf tutulduğunu ve ayrımcılığın daha çocuk yaşlarda başlayarak, hayatın her anında kendini gösterdiğini belirtti.
Doç. Dr. Şengün, kadının toplumdaki yerinin erkekle eşit olması, yan yana olmasının son derece önemli olduğuna değinerek, son dönemlerde göçmen nüfusla birlikte Türkiye’de de çok evlilikler meydana geldiğini ve bunun son derece kaygı verici olduğunu sözlerine ekledi.
Doç. Dr. Hayriye Şengün’e değerli sunumlarından dolayı teşekkür ederek, günün anısına bir teşekkür belgesi takdim eden BAYDER Başkanı Fatih Dündar da tüm kadınların hak ettiği kazanımlara ulaşması temennisinde bulunarak, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladı.
Program, şiirlerin okunması, İmdat Sancar, Emre Sevimli, Murat Deligöz ve Uğur Dündar’ın söylediği türkü ve şarkılarla son buldu.