Bayburtlu Şevket Bilâlî ve Divanı

Yayınlama: 13.08.2024 - 11:00
A+
A-

Şevket Bilâlî’nin varlığından Şükran Temur’un “19. Yüzyılda Bilinmeyen Bir Eser: Bayburtlu Şevket Bilâlî Divanı” adındaki 2011 tarihli makalesini okuduktan sonra haberdar oldum. Bu makalede şairin Bayburtlu olduğundan, divanının tek nüshasının Kayserili araştırmacı yazar Prof. Dr. Fatih M. Köksal’ın şahsi kütüphanesinde bulunduğundan bahsediliyor.

Daha önce yayınlanmamış bir eser üzerinde çalışmak için kaynak arayışında olan Kadriye Hocaoğlu Alagöz, çok zengin ‘yazma eserler’ kütüphanesine sahip olan Prof. Dr. Fatih M. Köksal’a müracaat edince hoca kendisine Şevket Bilâlî’nin divanını çalışmasını tavsiye etmiş. Bunun üzerine Kadriye Hocaoğlu Alagöz, ‘Şevket Bilâlî Divanı‘ adlı kitabını Dby Yayınları’ndan 2024 yılında yayınlayarak ilim âlemine kazandırdı.

Şevket Bilâlî’nin hayatı hakkında çok fazla bilgi bulunmamaktır. Şükran Temur’un makalesinde ve Fatih M. Köksal’ın Teis’de yayınladığı Şevket Bilâlî maddesinde şairin divanından elde edilen bazı ipuçlarından yola çıkarak hayatı hakkında bilgi elde edilebilmiştir. Dby yayınlarından çıkan kitapta da benzer biyografik bilgilere yer verilmiştir.

Kitapta şairin gerçek adının Şevket Ahmed olduğu, telgrafhanede yüzbaşı rütbesiyle müstahdem olarak görev yaptığı ve bu bilginin yer aldığı sayfanın kenarına düşülen “şimdi” notuyla rütbesinin yükselebileceği beklentisine yer verilmiştir. Nakşibendi şeyhi Hasan Visali’nin müritlerinden olduğu ve şiirlerinde Şeyh Hasan Visali’ye muhabbetinden bahsedildiğine dair bilgiler de yer almaktadır. “… hazretlerinin aşık-ı divanelerinden Bayburdî Şevket kemterlerinin…” ibaresinde ve yazma eserin künye sayfasında yer alan bilgilerden de kesin olarak Bayburtlu olduğu anlaşılmaktadır. (Alagöz, 2024 s. 15 ve s. 70)

Hemşehrimiz Prof. Dr. Yunus Özger, ‘Osmanlı Bürokrasisi’nde Yozgatlı Devlet Adamları’ adlı kitabında Ahmed Şevket Efendi isminde bir telgrafhane görevlisinden bahseder. Şevket Bilâlî’nin adının Ahmed Şevket olması, telgrafhanede çalışıyor olması ve 93 harbi sonrasında Bayburt’tan Yozgat’a büyük oranda göç edenlerin bulunması, Yunus Özger’in kitabında bahsi geçen Ahmed Şevket Efendi’nin divan şairi Şevket Bilâlî‘yle aynı kişi olma ihtimalini kuvvetlendiriyor. Şiirlerinde Bayburt hakkında hiçbir telaffuza rastlayamayışımız da şairin Bayburt’u hiç görmediği ihtimalini düşündürüyor.

Yunus Özger’in kitabında Ahmed Şevket Efendi başlığı altında şu bilgilere yer verilmiştir.

“Telgraf çavuşlarından Abidin Ağa’nın oğlu olarak, H. 1275’te (1858-1859) Yozgat’ta dünyaya gelmiştir. Sıbyan mektebinde başlangıç ilimlerini okuduktan sonra, rüştiye mektebinde müfredat derslerini tahsil etmiştir. 1 Temmuz 1876’da on altı yaşında, Yozgat telgrafhanesinde mülazemetle işe başlamış ve daha sonra 14 Mart 1879’da iki yüz kuruş maaşla, Amasya telgraf merkezi çavuşluğuna tayin olmuştur.14 Mart 1880’de maaşı yüz doksan kuruşa düşürülmüştür. Kura usulüne göre 14 Temmuz 1883’te askere alınmıştır.

14 Temmuz 1886’da memuriyetinin lağvı dolayısıyla işinden ayrılmış ise de 30 Ekim 1886 tarihinde üç yüz seksen kuruş maaşla, Beyobası telgraf muharebe memurluğuna atanmıştır.24 Ekim 1888’de aynı maaşla Devrek ve 16 Kasım 1888’de Kastamonu vilayeti Ortaköy telgraf ve posta merkezi muharebe memuriyetine nakledilmiştir. Kastamonu vilayeti tarafından Ahmed Şevket Efendi’nin görevini iyi şekilde icra ettiği belirtilmiştir. (7 Ekim 1889)” (Özger, 2010 sayfa 99)

Şevket Bilâlî, divanını Hicri 1318 (1900- 1901) senesinde tamamlamıştır. Şiirlerinde ilahi aşk, dini ve tasavvufi konular ağırlık kazanmaktadır. Şeyhi olan Hasan Visali Efendi’ye derin muhabbeti, Nakşibedilik ve Halidilik gibi konular üzerine şiirler yer almaktadır.

Ayrıca Şeyh Hasan Visali ile ilgili kısa bir bilgi aktarmak istiyorum. Osmanlı’nın son dönemlerinde İstanbul’daki meşhur Feyzullah Efendi tekkesinde yetişmiş bir meşayihtir. Edirneli (Melek) Muhammed Nuri Efendi’nin halifesidir. Tekkenin son şeyhi Küçük Hüseyin Efendi’nin Mareşal Fevzi Çakmak ve Üzeyir Garih gibi ünlü isimlerle bağlantısının olduğuna dair muhtelif kaynaklarda bir çok araştırma bilgisi yer almaktadır.

Şevket Bilâlî’nin akıbeti hakkında bilgiye sahip değiliz. Divanını yayınladığı dönemden sonra nerede yaşadığı, başka bir eserinin olup olmadığı, nerede ne zaman vefat ettiği hususları henüz bilinmiyor. Böyle kıymetli bir eseri edebiyat dünyasına kazandıran Kadriye Hocaoğlu Alagöz’e ve Prof. Dr. Fatih M. Köksal’a şükranlarımı arz ediyorum.  Şevket Bilâlî’nin şiirlerinden birkaç tanesine yer vererek bu yazımı sonlandırıyorum.

 

Her zaman bir arif-i insan olur âlem bu yâ
Gün-be gün pervaneler suzan olur âlem bu yâ

İş bu âlemde kaderdir hikmeti icra eden
Bak neler meydan bulup ayan olur âlem bu yâ

Gördüğün her kimseye hor bakma cana da’ima
Ehli diller hırkada pinhan olur âlem bu yâ

Dehr-i dûnun matlabı çün varma na-dan babına
Maksudun ya redd olur ihsan olur âlem bu yâ

Çarha mihnet eyleme hiç zevkine bak ey gönül
Meks-i zindanın sonu rindan olur âlem bu yâ

Meclis-i uşşak içinden kendini dur eyleme
Zar olur efgan olur nalan olur âlem bu yâ

Bab-ı Mevlana’da Şevket rûz u şeb mihman olan
On sekiz bin âleme sultan olur âlem bu yâ

 

************

 

Çeşm-i giryanım yine bilmem neden kan gösterir
Öyle bir haletle ağlar sanki umman gösterir

Bağrını çak eyleyip dil yandı Allah aşkına
Öyle feryad eylemekde cevre aman gösterir

Çaresaz-ı derd-i aşka firkata var mı ilaç
Aczini fehm eyleyince çare Lokman gösterir

Tığ-ı kahrında felek kim hûrd u haş etti beni
Lütfuma şayeste kıldım deyri hicran gösterir

Meclis-i mahbup içinde arz-ı endam eyliyor
Bellidir serv-i revanım fitne devran gösterir

Şah-ı hûban kim olursa olmalıdır böylece
Sadrı dilde kurulup tahtında ferman gösterir

Öyle bir mahbuba Allah Şevket’i bend eylemiş
Çeşmini arz eyleyince kulu kurban gösterir

 

*******************

 

Ya Resulallah seninçün yine sûzan ağlıyor
Bi-kes ü bî-çare kalmış kalb-i nalan ağlıyor

Halimi arz eyledim bir derde mahrem hazıka
Çare senden kaldı aciz ah ki Lokman ağlıyor

Teşney-i kasr-ı visalin hastesiyem Ya Habib
Nakş-ı dilde gül cemalin çünki seyran ağlıyor

Ben nasıl ah etmeyem kim kalmışım senden cüda
Gözlerim kana boyansın canda canan ağlıyor

Tığ-ı bürran-ı felek bir yâre açtı bağrıma
Nale ve efganımı gûş eyleşen can ağlıyor

Vuslat-ı bağ-ı cemalin lütfuna şayeste kıl
Dad u feryad eyliyor bu dilde derman ağlıyor

Kıl terahhum ya Muhammed Şevket-i bîçarene
İftirak u hasretinle rûz u şeb kan ağlıyor

Yazarın Son Yazıları
30.10.2020 - 14:00
19.12.2018 - 12:43
05.03.2019 - 10:11
30.06.2021 - 11:43
19.11.2018 - 17:00
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 2 Yorum
  1. Devrani Alem dedi ki:

    “Ahmed Şevket Efendi’nin divan şairi Şevket Bilâlî‘yle aynı kişi olma ihtimalini kuvvetlendiriyor” cümlesine biraz açıklık getirebilir misin?
    Ayrıca kıymetli bilgiler için kalemine sağlık

    1. Önder Eryılmaz dedi ki:

      Yorumunuz için çok teşekkür ederim.

      * Sicili ahval defterlerinde geçen Yozgat’taki Ahmet Şevket Bey’le şairimiz Şevket Bilâlî’nin isim benzerliğinin olması, aynı dönemlerde telgrafhanede görevli olmaları gibi ortak noktalar var.

      *93 harbinde Bayburt’tan Yozgat’a ve iç kesimlere büyük miktar göç yapıldı.

      * Şairimiz divanında Bayburtlu olduğunu belirtiyor ama Bayburt’a ait yer ismi, şahıs ismi telaffuz etmiyor. Bayburtla ilgili,tarihi,coğrafi,manevi değerler ya da kültürel çağrışımlar bulamıyoruz şiirlerinde.
      Bu durumda 93 harbi sonrasındaki muhacirlik günlerinde Bayburt’tan Yozgat,Çorum,Tokat gibi iç kesimlere göç etmiş bir ailenin çocuğu olduğunu ve Bayburt’u hiç görmediğini düşünüyoruz. Buradan yola çıkarakta Yozgattaki telgrafhane görevlisi Ahmed Şevket’in Bayburtlu şair Ahmed Şevket ile aynı kişi olabilir diye ihtimal dâhilinde değerlendiriyoruz. Olmayabilir de elbette. Bir telgrafhanede aynı tarihte beş tane Ahmed Şevket’ in çalışma ihtimali de var. Biz bir ipucundan yola çıkarak iz sürmeye çalıştık.

      Netice itibariyle;
      Şairin divanı yeni keşfedildiği için, tezkirelerde veya mecmualarda hakkındaki bir bilginin mevcudiyeti şu an için bilinmediği için şu aşamada önemli olan şey şairin isminin ve divanının tanıtımının yapılmasıdır. Bu ham bilgiler şimdilik bir basamak oluşturmaktadır. İleriki aşamalarda daha sağlıklı araştırmalar yapılır ve hayatı hakkında kesinlik arz eden bilgilere ulaşılabilir diye düşünüyorum.

      Hayırlı günler diliyorum.