Bayburtlu meşhur mutasavvıf Ağlar Baba Hazretleri’nin (kaddesallāhu sırrahü-k.s.) beyitlerinden oluşan ‘Ebyât” ve tasavvuf ile ilgili görüşlerinin yer aldığı “Tasavvuf” adlı eser raflardaki yerini aldı.
Bayburtlu meşhur mutasavvıf Ağlar Baba Hazretleri’nin (kaddesallāhu sırrahü-k.s.) beyitlerinden oluşan ‘Ebyât” ve tasavvuf ile ilgili görüşlerinin yer aldığı “Tasavvuf” adlı eser raflardaki yerini aldı.
Uzun bir çalışmanın sonucu yayına hazırlanan kitaplardan “Ebyât” 671 sayfadan oluşuyor. Dört bölüm ve 10 ekten oluşan “Ebyât” kitabı yayına hazırlayanın (Ziya Açıkgöz) önsözü ile başlıyor. Önsözde Ağlar Baba Hazretleri’nin (k.s.) “büyük aşk yolculuğundaki çeşitli durakları, keşifleri; şevk, sevinç, hüzün, hasret, heyecan ve sükûn tecrübelerini çevreleyen şiirleri”nin ahvali açıklanmaya çalışılıyor.
Daha önceki baskıların ve tez çalışmalarının kritiğine de değinilen önsözde kelimelerin yerel dildeki kullanım karşılıkları üzerine de ayrıntılı açıklamalara yer verilmiş bulunuluyor.
Metinlerde geçen ayet ve hadis bölümleri tırnak içinde ve italik olarak yazılmış olup bazı özel isimler, esmâ-i hüsnâ, bazı özel kalıp ifâdeler de italik olarak kitapta yer almış.
Ağlar Baba Hazretleri’nin (k.s.) kısa hayat hikâyesinden sonra “beyitler” bölümünde 311 beyite yer verilmiş. Daha sonra ‘Ebyât dışında kalmış bazı manzumeler” bölümü ile Ağlar Baba Hazretleri’nin (k.s.) şiirleri/deyişleri ilk defa bir kitapta tümüyle bir araya getirilmiş bulunuyor. Bunun dışında 10 ekten ilkinde Ağlar Baba Hazretleri’nin (k.s.) babası Ahmet Küşâdî’nin (k.s.) halk nazarında “ Cemalin Ürüşan Kandiller Yanar” veya “Ziyaret İçinde Bir Huri Gezer” adıyla nam salmış şiirine yer verilirken ikinci ekte beyit fihristi, üçüncü ekte bazı açıklayıcı notlar, dördüncü ekte Ağlar Baba Hazretleri’nin (k.s.) dedesi İrşadi Baba Hazretleri’nin (k.s.) yazdığı yerden tamamladığı Kısas-ı Enbiyâ’nın sebeb-i te’lif bölümleri, beşinci ekte Kısas-ı Enbiyâ’dan on iki hicap, altıncı ekte metinlerde atıf yapılan ayetler (arapçasıyla birlikte), yedinci ekte metinlerde atıf yapılan hadisler, sekizinci ekte mahalli telaffuzlu kelimeler listesi, dokuzuncu ekte asıl metin-aktarılmış metin için örnek karşılaştırmalar, onuncu ve son ekte ise sözlük ile kitab hitam buluyor.
Ağlar Baba Hazretleri’nin (k.s.) en çok okuduğu Allah’ın azameti karşısındaki acziyetini ve mahviyetini anlattığı beyit olan kitabın 294. sayfasındaki beyit:
Seyrettim âlemin nokta harfini
Mâhlûkattan ednâ ben beni buldum
Okudum soldaki rakk u kitabı
Cümleden günahkâr ben beni buldum
“Tehte-s-serâ” ilin tekebbür bulur
“Kitab-ı merkuum”e bağlanur kalur
Okur kitâbını pek rezil olur
Rezil, rüsvâ, zelîl ben beni buldum
Tevâzû feth eder Arş’ın bâbını
Okur “Ümm-ül Kitâb”taki satrını
Dârey (i)nde olan kisb ü kârını
Çeşm-ü â’mâ fakîr ben beni buldum
Kisb ü kârı alan aldı ezelden
Hicâblar içinde enver güzelden
Mü’min ölmez hayat bulur Hızır’dan
Ölüm ocağında ben beni buldum
Herkes tıls’ı âzam aramış bulmuş
Atmış varlık kürkün bir palâs geymiş
Hakikat kılıncın eline almış
Kılınçsız kalkansız ben beni buldum
“Ved-duhâ” buyruldu semâdan geldi
Hikmet dersin okup Muhammed kandi
Yetim ümmetlere destigîr oldi
Bu nâs içre yetim ben beni buldum
Mülk-i Ukbâ hayrın tebşir eyledi
“Hayrun leke” hüccet ispât yolladı
Ağlar Baba bu esrâra ağladi
Ağlayub gülmeyen ben beni buldum
Diğer kitap olan “Tasavvuf” ise “Ebyât” kitabını anlamada anahtar role sahip. Ağlar Baba Hazretleri’nin (k.s.) tasavvufun mahiyeti, dört ilim, kalbin sakinleri, mânevî düşmânlar ve suretleri, nefsin mertebeleri ve sıfatları, seyr-i sülûkun safhaları; mânevî mi’râc, mir’âtullah’ın aslı gibi mevzularda yer yer nesir bölümleri de içeren, manzûme ağırlıklı metinlerden oluşan “Tasavvuf” kitabı ise 311 sayfa. Yayına hazırlayanın (Z. A) önsözünden sonra Ağlar Baba Hazretleri’nin (k.s.) kısa hayat hikâyesi, metinlerin günümüz Türkçesiyle düzyazıya meâlen aktarımı, metinlerde atıf yapılan ayet ve hadisler, Ağlar Baba Hazretleri’nin (k.s.) şiirlerinden seçmeler ve sözlük gibi kısımları içeren kitaptan bir bölüm:
“Söyle ey dil geldi geçti çok zeman
Yalvar Hakk’a ağla bul emn ü emân
Bu zamanın bakmagıl kıyl-kaline
Geç fenadan gir Muhammed bağına
Gir menemşe lâle sümbül bağına
Bülbül olup atla kon gül dalına
Şeyda bülbül olmagil dinle sözüm
Mor menemşe gülden olursun gözüm
Ol gül üzre her zaman eyle figan
Hâlık’ın esmâlarına aç dehân
Gonca güller şebnemini vermiyor
Mürği diller ol ecilden ötmüyor
Gül dalından bülbül olan inmiyor
Andelipveş rîh-ı sabâ gözlüyor
Andelip mürği gibi gözle nişân
Bir gün elbet şebnemi gelür hemân
Gülü tanı şebneminden ey püser
Gül sahibinden sana ilham eser
Gül dalından inme anda dâim ol
Hiç girilmez bağda bitmiş ânı bu
Girip ol bağa Muhammed-i Zîşân
Ol gülü dikmiştir âşıka nişân
Daha önceki çalışmalara göre daha bir gözden geçirilmiş olan kitapları Ağlar Baba Hazretleri’nin (k.s.) hafidinden Mehmet Battal ile irtibata geçerek edinebilirsiniz. (0 530 067 94 95)
Ağlar Baba Hazretleri’nin (k.s.) Kısa Hayat Hikâyesi
Ağlar Baba Hazretleri (k.s.), Nakşibendî-Hâlidî meşayihından Bayburtlu İrşâdî Baba Hazretleri’nin (k.s.) (1790-1865) torunu ve aynı zamanda manevî halefidir. Bayburt’un Oruçbeyli (Siptoros) köyünde 1881 yılında doğmuştur.
Ağlar Baba Hazretleri’nin (k.s.) dedelerinin kökeninin Kasr-ı Arifân’a (Buhâra’ya 10 km. mesafede Hâcegân silsilesinin önemli isimlerinin de yaşadığı bir köy) uzandığı rivayet edilmektedir. Buna göre asıl ismi Salih olan İrşâdî Baba Hazretleri’nin (k.s.) babası Selim Baba Hazretleri (k.s) (1740-1803) Bağdat, Şam ve Halep üzerinden Anadolu’ya geçmiş; çeşitli illeri dolaştıktan sonra Erzincan’a ulaşmıştır. Selim Baba Hazretleri (k.s) hatta İrşadî Baba Hazretleri’nin (k.s.) burada Terzi Baba Hazretleri (k.s.) olarak bilinen Vehbî Hayyâtî Hazretleri (k.s. 1777-1848) ile görüştüğü rivayet edilmekteyse de buna dair kesin bir belge /bilgi yoktur.
Selim daha sonra Erzurum’a, ardından Bayburt’a göçmüş; burada önce Seyyid Yakub yaylasında bir süre yaşadıktan sonra Bayburt’un Yapracık (Sindelli) daha sonra da Gümüşdamla (Zargıdı) köyüne yerleşmiştir. İrşâdî Baba Hazretleri’nin (k.s.) burada doğmuş olması kuvvetle muhtemeldir. Medrese tahsili görmüş olan oğul İrşâdî Baba Hazretleri’nin (k.s.) babası Selim Baba Hazretleri’nin (k.s.) Zargıdı köyünde vefatından sonra, Siptoros (Oruçbeyli) köyüne yerleşen İrşâdî Baba Hazretleri (k.s.) burada bir yandan rençberlik bir yandan da imamlık yapmıştır. Hızır (as) vasıtası ile irşâd edilen, mahlasını dahi ondan alan İrşâdî Baba Hazretleri (k.s.) şiirlerini toplayan divanı ve bir iki küçük risale yanında ‘Kısas-ı Enbiyâ’ isimli manzum bir esere başlamış ve çok büyük bir kısmını yazmış; bazı bölümlerini eksik bıraktığı bu eseri, torunlarından birinin tamamlayacağını söylemiştir. Bu eser, birinci dünya savaşında kaybolmuş; sonra bir şekilde tekrar aileye ulaşmıştır.
İrşâdî Baba Hazretleri’nin (k.s.) oğullarından (bilinen tek şiiri teberrüken bu kitabın ekler kısmına alınmış olan) Ahmed Küşâdî Hazretleri (k.s.) de aşk ehli ve kalem sahibi bir sûfi olmakla birlikte, babasından değil başka bir şeyhten intisaplıdır. Ağlar Baba Hazretleri’nin (k.s.), Ahmed Küşâdî Hazretleri’nin (k.s.) oğludur. Asıl adı dedesinin de mahlası olan İrşâdî’dir. Annesinin adı Ümmügülsüm’dür. Üç erkek bir de kız kardeşi vardır. Önce köyünde sonra Bayburt’ta bir süre medrese tahsili görmüştür. On beş yaşında iken günlerce süren gayri iradî bir ağlama dönemi yaşamış bu durum babası tarafından dedesinin haline varis olduğuna işaret sayılmıştır.
Rus ve Ermeni işgalinde İç Anadolu’ya yapılan mecburi göçün ardından tekrar Bayburt’a dönen Ağlar Baba Hazretleri (k.s.), otuzlu yaşlarında yeni bir ağlama sürecine girmiş bu hali yoğun olarak 13 yıl sürmüştür. Ağlar Baba Hazretleri (k.s.), daha sonraki ömründe de devam eden bu halin başlangıcında rüya/fehvâ âleminde dedesi İrşâdî Baba Hazretleri (k.s.) ve Vehbî Hayyâtî Hazretleri (k.s.) ile görüştüğünü bu iki zatın özellikle de Kur’ân-ı Kerim’in kendi mürşidleri olduğunu şiirlerinde defalarca dile getirmiştir. Zahirde bir mürşidi olmayan Ağlar Baba Hazretleri (k.s.), meşrep itibariyle Üveysî’dir. Rüya ve irşâd sürecine ilişkin olarak Kısas-ı Enbiyâ’nın sebeb-i te’lif bölümünde ayrıntılı malumat vardır.
Ağlar Baba Hazretleri (k.s.), Ebyât ve Tasavvuf kitaplarından ayrı olarak dedesi İrşâdî Baba Hazretleri’nin (k.s.) yarıda bıraktığı Kısas-ül Enbiyâ (Peygamberlerin Kıssaları) isimli eseri tamâmlamıştır. Miftâh-ul Kulûb, İnna Enzelna Sûresinin Tefsîri diğer eserleridir.
Şiirlerinde İrşâdî, Ağlar Baba, Ağlar Gülmez ve Bâkî Baba mâhlaslarını kullanmıştır.
İki kez evlenen bu evliliklerden altı çocuğu olan Ağlar Baba Hazretleri (k.s.), 13 Temmuz 1958 tarihinde kuşluk vakti dâr-ı bekaya irtihal etmiş ve Siptoros köyü kabristanında dedesi ve babasının kabr-i şerifleri yanında sırlanmıştır. Kaddesallahu sirrahum.
Halifesi Niyazi Baba’dan (Karabacak) naklen:
Bin dokuz yüz elli sekiz diyende
Ağlar Baba tatlı cânı verende
Sevdikleri hem peşine gidende
Savrulur dünyanın taşı toprağı.