Türkiye’de ilk şiir akşamlarının duayeni olarak bilinen hemşehrimiz Halil Soyuer’i aramızdan ayrılışının 11. yılında saygıyla rahmetle anıyoruz.
Kendileriyle Bayburt Dede Korkut Şenlikleri’nde tanışma fırsatı buldum. Öğretmenevi salonunda kendi ifadesiyle söylediği; “Her ne kadar Balıkesir Havran doğumlu olsam da aslım Bayburt’ludur” ifadeleri hala kulağımda.
Balıkesir Havran Belediyesi ve Kazdağı Şairleri tarafından “Halil Soyuer Geleceğin Şairleri” adıyla şiir yarışması düzenlendiğini şiirin yeni duayeni Tokat’lı şair Hasan Akar’dan öğrendim. Açıkçası hemşehrimiz Halil Soyuer adına böyle organizasyonların düzenlenmesi çok hoştu. Aynı duyarlılığı tüm hemşerilerimizden de bekliyoruz. Yahya Akengin, Dede Korkut Şenliklerinde Şiir Akşamlarının vazgeçilmez şairlerinden Türk Edebiyatının bu güzide insanı Halil SOYUER’i Bayburt’la tanıştırdı. Ayrıca hemşehrimiz Ali Kemal Parıldar Bayburtlu Şairler Antolojisinde Halil Soyuer’i de Bayburtlu şairlerden biri olarak ele almıştır.
Halil Soyuer, Bayburt’lu olduğunun nişanesi olarak kendisinin çok samimi, sempatik ve şiir okunurken bütün insanların dikkatini üzerine çeken sevecen hali ile konuşmaları o anki; “Bayburt Güzellemesi” şiirini kendi sesiyle okuyuşu şu an sanki kulaklarımızı okşuyor. O’nu şiirleriyle her zaman anacağımızı belirterek “Bayburt Güzellemesi” adlı şiirini sizlerle paylaşmak istiyorum.
BAYBURT GÜZELLEMESİ
İlk defa ayak bastım kutsal topraklarına
Ey içimden yıllardır Çoruh’ça taşan Bayburt
Sen benim ata yurdum, sen baba diyarımsın
Tarihte, coğrafyada Türk’e yaraşan Bayburt
Allah kısmet etti de, işte koştum bağrına
Yıllardan sonra işte mesafeleri aştım.
Babamın diyarında ben dün sabahtan beri
Çoruh’un kolu oldum, adeta Çoruh’laştım.
Nasıl ki her mevsimin bir vakti var dünyada,
Her meyvanın nasıl ki dalında zamanı var,
Bayburt sevgisi yaşar senelerdir içimde
Çünkü damarlarımda bir Bayburt’lunun kanı var
Gururla dolaşırken geniş caddelerinde
Gönül çiçeklerinden sana birkaç taç ördüm ben.
Genç olsun, yaşlı olsun karşıma kim çıktıysa
Hepsinin yüzerinde hep babamı gördüm ben.
Kokunu taşımayan rüzgarlar rüzgar değil,
Her akşam doğmalısın günün battığı yerden
Otların, ağaçların, çiçeklerin bambaşka
Yeşilin bile başka ey Bayburt yeşillerden…
Bayburt’lu bir sabaha açtım ya gözerimi
İşte dünya gözüyle seni gelip gördüm ya,
Artık Bayburt, şu dünya cennetinde
Taşısın ey Bayburt artık dünya.
Affet beni Bayburt bir daha ki gelişte,
Koklayıp yiyeceğim kop dağındaki karı.
Ankara’dan geçerse hemen tanıyacağım,
Senin üstünden Bayburt’lu bulutları
Ey Bayburt sana geldim kulak ver şu sesime,
Bu sevda dile düştü, bu hasret taşı deler.
Dün sabah uyanınca ziyaretime geldi.
Etrafı gururla çevreleyen tepeler.
Ölürsem de gözlerim açık gitmez ki artık
Bayburt’ta işittim ya bir Bayburtlu sesini
Bayburt’lu sabahları iyi göreyim diye
Geceleri örtmedim odanın perdesini.
İlk defa selamladım, yüreğimle ilk defa
Kucağıma atılan Bayburtlu bir sabahı.
Döksem gözyaşlarımı şu Çoruh’a karışsa
Tepene anıt yapsam, dilimden düşen ah’ı…
Sen aldırma nüfusta kaydım Balıkesir’se
Sen nasıl Bayburtlusun diyenlere şaşarım.
Çünkü ben şu dünyada yetmiş yedi senedir.
Bir Bayburtlu olmanın gururuyla yaşarım.
Yarın on altı Temmuz beni sökecek senden,
Amma yıllar ararsa beni sende bulacak.
Doğduğumdan beri sen hep bende kalıyordun
Bundan sonra Soyuer, artık sende kalacak.
Halil SOYUER