İngiltere 19.yy’ın hemen başlarında Bahreyn Şeyhleri ile olan ilişkilerini kalıcı hale getirmek için 1820 tarihinde Şeyhlerle sözleşme imzalamıştır. İngiltere ticaret, imtiyaz garantörlük içerikli bu sözleşme ile birlikte körfeze girmiş oluyordu. İngiltere, Basra Körfezi’nde ilişkisinin ilk başladığı yer olan Bahareyn ile kalıcı bir deniz üssü kurmak için yeni bir anlaşma imzalayarak, önümüzdeki süreçte Basra Körfezi ve Ön Asya Stratejisine yeni bir yaklaşım getireceği anlaşılmaktadır. 10. Manama Görüşmeleri kapsamında bir araya gelen İngiltere Dışişleri Bakanı Philip Hammond ve Bahreyn Dışişleri Bakanı Şeyh Halid Bin Ahmed Bin Muhammed El Halife Bahreyn’in Mina Salman Limanı’nda yeni bir askeri üs kurulması yönünde anlaşma imzaladı. İngiltere’nin buraya kuracağı üs, planlama, operasyon yapma ve askeri mühimmatın depolanması gibi işlev üslenecek.
Bahreyin’in adalar ülkesi olması ve Basra Körfezi’ne son derece hakim bir noktada bulunması hasebiyle İngiltere’nin bölgeye 1971’den sonra yeniden kalıcı üsle gelmesi son derece önemlidir. İngiltere Savunma Bakanı Michael Fallon “Bu yeni üs, Kraliyet Deniz Kuvvetleri’nin bölgedeki varlığını kalıcı olacak, genişletecek ve İngilizlerin Körfez’deki istikrarı sağlamak için buraya daha büyük savaş gemileri göndermesinin önünü açacaktır. Biz Körfez’e yeniden uzun vadede varlığını sürdürecek bir üs kuruyoruz”[1] sözleriyle İngiltere’nin 19. yy ve 20. yy’ın ortalarına kadar devam eden Deniz Hâkimiyeti politikasını güçlendirerek Doğu Asya ve Ön Asya’da etkin olmaya çalışacaktır. Basra Körfezi’nde ABD’nin tartışılmaz bir üstünlüğü bulunmakla birlikte İngiltere’nin yeniden kalıcı bir üsle dönmesi Basra Körfezi’nde İngiltere ve ABD’nin farklı boyutlarda işbirliği içerisinde olacaklarını göstermektedir.
Esasında Basra Körfezi’ndeki rekabetin boyutunu Bahreyn Dışişleri Bakanı Şeyh Halid “Anlaşma, bölgedeki zorlu şartlar karşısında bölgesel güvenliğin ve istikrarın korunmasındaki ortak kararlığımızı teyit ediyor” sözleriyle açıklamaktadır. ABD, İngiltere, Çin, Rusya, Fransa, Almanya gibi Devletlerin Basra Körfezi’ndeki rekabeti önümüzdeki dönemde bölgenin istikrarını olumsuz bir şekilde etkileyecektir. Bölgenin en yumuşak noktası hiç şüphesiz körfez ülkelerinin kendi aralarındaki rekabettir.
Körfez ülkelerinin kendi aralarındaki ekonomik rekabet ve birbirlerine siyasi üstünlük kurma mücadelesi nedeniyle önümüzdeki süreçte ABD ve İngiltere başta olmak üzere Batıya daha fazla bağımlı kalacaktır.
[1] http://www.dailymail.co.uk/wires/ap/article-2863197/Britain-boost-military-presence-Persian-Gulf.html